HomeTURKEY TRAVELLERSTürkiye İlk 10 Kavram: Halk

Türkiye İlk 10 Kavram: Halk

Kapak Fotoğrafı: Fatih Parkı’ndan İtfaiyeden Taş Mektep’e Sokak 21 Aralık 1974

Türk Yazıtları’nda en çok kullanılan kavram olan bodun ( halk ) kelimesinin gönderme yaptığı anlamlar şaşırtıcı derecede önemlidir. Kavram en çok Bilge Kağan, Kül Tigin, Tonyukuk Yazıtları’nda kullanılmıştır. Türklerin iki ilham kaynağı vardır gök yani tanrı ve bodun yani halk. Bodun, hak tarafından halk edilendir.

Cumhuriyetimizin kurucu sosyologu Ziya Gökalp’e göre halk dehadır. 646 Yılından itibaren Çinlilerin boyunduruğa altına düşen Türklerin istiklal mücadelesi, halkın bitmeyen şikâyetlerinin İlteriş Kağan ve Tonyukuk’da uyandırdığı hisler ve düşünceler neticesinde başlayan isyan hareketi ile gerçekleşmiştir. Çinliler tarafından zalimane bir şekilde esir edilmeyi onurlarına yediremeyen, kabul edemeyen halk duygularını bu şekilde dile getirmekteydi.

Devlet yönetiminde ise kağanın uygulamaları, başarıları ve başarısızlıkları halk tarafından izlenmekte ve dillendirilmekte idi. Bunların neticesinde oluşan kanı, kağanın uygulamaları ile ilgili oluşan fikir, kağanın takdirine ya da azledilmesine kadar gidebilmektedir. Halkın en önemli yaratısı söz varlığı yani dilimiz olmuştur. Türkçenin yaratıcısı olan halkın ta kendisidir. Çünkü halk konuşkandır, iletişim içerisindedir, sözlü kültür çerçevesinde efsaneler, destanlar, şiirler, türküler dile getirilmiştir.

Halk bozkırda tek başına kalır, karşısına çıkan ağaçla dertleşir söyleşir. Halkın düşünce kaynağında iki önemli kaynak söz konusudur. Başını kaldırdığında baktığı gök ve ayağını bastığı yer. Gece yarıları göğe bakıp hayaller kurar, düşünceler geliştirir, gündüzleri ise bozkırda sürekli hareket halindedir, dinamiktir.

Halkın yer ve gökler ile yoğun ve dinamik irtibatı neticesinde insanlar devasa bir sözlük ve sözlü kültür yaratmışlardır. Türkçedeki atalar sözleri çok derin manalar ifade etmektedir. Bundan ötürü ilk yazılı eserimiz olan Bilge Tonyukuk yazıtını okuduğumuzda büyük bir şaşkınlık içerisine düşmekteyiz, çünkü dile getirilen sözcükler, ifadeler, çok zengin bir dili karşımıza çıkarmaktadır. Halkın konuşarak inşa ettiği sözlük ve sözlü kültür ilk kez yazılı hale geldiğinde binyıllardır oluşturulan bu birikim tabii ki bizleri hayrete düşürecektir. Türk kültürünün en ayırdedici özelliği Türk dilidir.

Bu da halkın sayesinde oluşmuştur. Halk kendisini dilde sonsuza kadar yaşatmaktadır. Göçebelik bizlerin en değerli kaynağıdır. Göçebeler gittikleri yerlere yeradlarını da emanet bırakmışlardır. Bugün dünyada anavatanının dışındaki ülkelere en fazla yer adı veren dil Türkçedir. 100 ülkede Türkçe yeradları söz konusudur. Türkçenin haritasını, Türkçenin konuşulduğu coğrafyaların haritasını yaptığınızda çok geniş milyonlarca kilometrekarelik bir haritaya kavuşmakdayız.

  • Halk; ilham kaynağımızdır.
  • Düşünce hayatımızın türküler boyutu halkın dehasıdır.
  • Halk ve Hak kavramları içiçedir. Hakkın sesidir; Halk. Vicdandır. Yıkılmazdır.
  • Batı’nın, demos (halk) ile ilgisi yoktur.
  • Antropolojinin ilgi alanı; millet, halk.
  • İdeolojinin ilgi alanı; elitler, aydınlar.

Tarihi metinler üzerinde yapılacak istatistikler önem taşımaktadır. Çünkü metni yazanın zihin dünyası ve mesajın hedefi açısından bizi aydınlatmaktadır. Bu istatistiklerin tarihi metnin değeri açısından da ayrıca bir ölçü olarak kabul edilmesi gerekir.

Yazıtlarda, Kağan hep halkına hizmetini anlatıyor. Tarihi kodlarımızı özetliyor. Millet ve Devlet/ Devlet Başkanı temel kavramlarımız. Bunlara Tanrı inancı anlam veriyor. Diğer merkezi kavramlar da orduyla ilgili. Milli zihniyetimiz devamlılığını korumuş.  Halkın en başta yeralması “Devlet Halk içindir” zihniyetimizi de doğruluyor.  Yazıtlarımızın hülasası Bodun kavramıdır. Çin, Hind, Eski Yunan, Slavlarda böyle olduğunu sanmıyorum.

Atatürk’ün Millet Meclisi değil de Büyük Millet Meclisi tabirini neden tercih ettiği anlaşılıyor.  Fakat ne yazık ki bodun (budun) kavramı dilimizden düşmüş bir kavramdır yerine halk kavramı kullanılmaktadır. Eğer bu bodun kavramı kullanılmaya devam etseydi oradan çok sayıda yüzlerce kavram üretilecekti, bu da işin üzücü yanıdır, kendi kavramlarımıza sahip çıkmamız gerekmektedir. Tüm bu gelenekler Atatürk’ün “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” şiarında ifadesini bulmuştur

Fotoğrafın Telif Hakkı Levent Ağaoğlu, 1975

Telif Hakkı Levent Ağaoğlu

@agaoglulevent


Subscribe For Latest Updates
And get notified every monday at 8:00 am in your mailbox
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular