HomeBEYOND TURKEYAMERICASKutsal değil Kıtasal Vizyonlar

Kutsal değil Kıtasal Vizyonlar

Avrupa menşeli siyasi düşüncelerin geliştirdiği vizyonlar neticesinde kuzey Amerika kıtasında Amerika Birleşik Devletleri adı altında 52 devletçikten oluşan siyasi organizasyon ve birleşme gerçekleştirilmiş ve bu yapı dünya hakimiyetini getirmiştir. Kuruluştan önce iç savaş yaşanmış olmasına rağmen ardından dünya egemenliği söz konusu olmuştu.
Avrupa kıtasından Amerika’ya gidenlerin bu başarısına rağmen aynı başarı Avrupa kıtasının kendi içinde söz konusu olamamıştır. Avrupa kıtası 20.yüzyılda iki adet iç savaş yaşamış neticede 70 yıllık bir Avrupa Birliği sürecinin ardından bu sorunlar aşılamamış ve birlik sorunlarla düşe kalka bir arada olma mücadelesi içerisinde hayatiyetini devam ettirme çabasındadır.
Peki Avrupa’nın batısındaki Amerika kıtasında birlik hareketi yaşanırken Avrupa’nın doğusuna doğru bir birlikleşme hareketi olmuş mudur sorusuna baktığımızda tekrar olumsuz bir cevapla karşılaşmaktayız. Avrupa’da hiçbir zaman Asya ile birliktelik ve Asya’da bir birlik kurma düşüncesi söz konusu olmamıştır ama onların politik düşünceleri doğu ve güneylerindeki toprakların işgaline dayalı yapay bir birliktelik idi. Burada en başarılı siyasi figür ise büyük İskender olarak gözükmektedir ki Hindistan’a kadar yol almış, Hindistan, İran, Türkiye coğrafyaları egemenliği altında kalmıştır, fakat bu çok kısa süreli bir birliktelik olmasına rağmen etkileri son derece kalıcı olmuş, misal Türkiye topraklarında o zaman Yunancayı resmi dil haline getirmiştir ve Anadolu’daki vilayetler düzenini tesis etmiştir.
Fakat bu, kıtaları kapsayacak tarzda bir birlikteliğe doğru evrilmemiştir. Avrupalı güçlerin İngiltere Fransa Almanya’nın, Asya konusundaki düşünceleri işgal etme yönünde olmuş fakat birlik anlayışı söz konusu olmamıştır.
Bu güçler Afrika’yı da aralarında bölüşmüşler bir kısmını Fransa bir kısmını İngiltere sömürgeler haline getirmiştir.
İki parçalı Avrupa ve Asya’dan oluşan Avrasya kıtası bir realite olduğu halde neden siyasette Avrasyacılık olarak adlandırılan akımda Avrupa ülkeleri yer almamıştır bu önemli bir sorundur, tam tersine Avrupa Çinlilerin yaptığı Çin Seddi gibi, hayali bir duvar çekip kıtayı Asya kıtasından ve ülkelerinden soyutlamıştır.
Avrupa’nın egosentrik, ben merkezci düşünce dünyası Asya’ya karşı duvarı çekerken masa başında bir de Hint- Avrupa dil ailesi tezini geliştirmiştir. Bu son derece manidardır ve yanlı bir girişimdir. Bilimsellik iddiası söz konusu değildir
Halbuki, dünyada ilk uluslararası düzen 1200’lerden itibaren Asyalı güçler tarafından organize edilmeye başlanmıştır. Moğol İmparatorluğu (Cengiz Han), Timur imparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı imparatorluğu ve Safevi imparatorlukları hep bu yönde çabalardı ve bu 500 yıl boyunca devam etmiştir.
1700’lerden itibaren ise Avrupa uluslararası ilişkiler düzenini kurduğu iddiasında bulunmaya başlamıştı.
Buradan çıkarabileceğimiz netice ise Avrasya noktasında siyasi bir birliktelik organizasyonunun ki Avrupa’yı ve Asya’yı da içine katacak şekilde, şu aşamada Avrupa menşeili bir düşünce ve girişim olamayacağıdır. O halde Asya’nın güçleri BRICS gibi, Şanghay işbirliği gibi belli organizasyonlarda bir araya gelmekte, fakat buradan kuvvetli bir birlikteliğin çıkması konusunda Çin Rusya Hindistan İran Türkiye gibi Asya kıtasının beş önemli gücünün birlikte göstereceği çaba daha da önem kazanmaktadır..

Subscribe For Latest Updates
And get notified every monday at 8:00 am in your mailbox
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular