Strateji: Kutadgu Bilig

Türk Siyaseti ise sosyolojik bir kategori olan toprak ağasını ötekileştirmiş, ağalığı başka bir kategoriye dönüştürememiş, ortadan kaldıramayınca da, ülkenin doğusundaki çatışmalarda korucuların organizasyonunda görevlendirmiştir.

Osmanlı ise toprakları da geniş olduğundan, üç kıtaya yayıldığından ki bu İngiltere’den önce aynı tarz geniş bir yayılımdır, kıtalar kapsamındaki genişlikte yöneticilerin ve insanların mobilizasyonunu sağlayarak, örneğin Arnavutluk’taki bir yöneticiyi Tunus veya mesela Irak’ta görevlendirmiş, Of’daki müftüyü Arnavutluk’a göndermiş ( Enver Hoca’nın büyükdedesi) daha önceden de Arnavutluk’ta isyan eden İskender Bey’in aşiretini OF’a tımar vererek iskan ettirmiştir.

Bu da bir mobilizasyondur, dinamizmdır aynı zamanda.

Fakat günümüzde Türk sağ siyasetine baktığımızda mahalle kavramının ötesine geçememektedir. İngiliz Siyaseti Lord ve Expat kavramlarını üreterek dünyayı kendisine vatan kılıp yaşamaya başlarken, Türk Siyaseti ise toprak ağası ve gurbetçi kavramlarını üretmiştir sadece.

Sözkonusu olan düşünceye ve dışa kapalılıktır.

İngiliz Siyaseti düşünürler ve yazarlar tarafından kitaplar boyutunda tasarlanırken, Türk Siyaseti Namık Kemal’in Hürriyet gazetesinden başlayarak gazete yazarları boyutunu aşamamaktadır. Bütün kavramlar gazete yazarları tarafından üretilmektedir ve bu da bu popüler lümpen kavramların yayılmasını sağlamaktadır.

Ne zaman ki siyaset yönetiminde düşünürler öne geçecek o zaman da biz bu çarpıklıkları aşma durumunda olacağız.

Günümüz dünya ekonomisi ve siyaseti İngiliz yazarlar ve düşünürler tarafından 16. yüzyıldan başlayarak yazılan kitaplarla şekillenmiştır.

İlk siyasetnameyi Kutadgu Bilig ile 1017 yılında Türkler yazdı. 1000 yıldır unuttuğumuz bu geleneği canlandırmak vazifemizdir.

Ne dersiniz sevgili dostlar?