İbn-i Sina 11. yüzyılda insanlığın cevap aradığı sorulara pozitif bilimci yaklaşımla karşılık vermiş bir filozof, eşsiz bir hekim, astronom, matematikçi ve fizikçi. Hayatı boyunca sorular sormuş, nedenlerin peşinden gitmiş, çok okumuş, çok araştırmış, çok incelemeler yapmış bir insanlık incisidir Özbekistan doğumlu İbn-i Sina. Şimdi sözlerini dinlemeye başlayalım.
- Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
- Her kalbi kuvvetli olan çok sevinen olmadığı gibi, her çok sevinçlinin de kalbi kuvvetli değildir.
- Akıl bu çölde çok koştu, bir kılı bilemedi. Halbuki gönlümde bin güneş parladı. Nihayet bir zerrenin kemaline yol bulamadı.
- Bana haset eden kimseleri bir tarafa attım, adlarını anmadım. Onların ise bütün ömürleri bana haset ile geçti.
- Dünyanın haracını kendisi alan padişah benden daha bahtiyar ve hiçbir şey benden daha mesut değildir. Fakat siz bu zevki bilmezsiniz. Dünya hırsı peşinde olanların gözleri bunu seçemez.
- Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey anlaşılmamıştır.
- Şifasız hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur, tanınmamasından başka.
- İyilik kendi zatı ile maşuktur. Eğer böyle olmasaydı herkes istediği yahut arzu ettiği yahut ilerisinde iyilik tasavvur ettiği bir maksatla iş yapıp zahmete girmezdi. Eğer iyilik zatı ile maşuk olmasaydı, himmetler bütün aldıkları şekil ve hallerde bilhassa iyiyi tercih etmezdi. Bunun gibi iyi de iyiye asla iyiyi tercih etmezdi. Bunun gibi iyi de iyiye aşıktır. Çünkü aşk, gerçeğinde iyi, güzel ve cidden uygun olanı güzel bulup onu istemekten başka bir şey değildir. Bu ayrılan şeylerden olursa ayrı olduğu sırada ona meyil etmenin, var olduğu sırada onunla bir olmanın başlangıcıdır. O halde iyiyi ister kendine mahsus ister ortaklaşa olsun, iyi sevdiği ona aşık olduğu beş bellidir. Aşkın sebebi de ondan yani maşuktan nail olunan veya olunacak olan şeydir. İyilik arttıkça maşukluğa istihkak da çoğalır ve iyiye aşıklık artar.
- Bütün varlıklar her halde herhangi bir kemal ile ilgilidir. Ve varlığın kemal ile ilgisi kemali ile birleşmiş ve ona yapışmış bulundukça tabiatında bulunan bir aşk ve bir temayül iledir.
- Düşünen gelişir, düşünmeyen geri kalır.
- Kara çamurun tepesinden Zühal’in tepesine kadar cihanın hep yüklerini hallettim. Her nevi mikrop ile bağlarından fırlayıp çıktım. Her bağ çözüldü ancak ölüm bağı kaldı.
- İnsan aklı ilk basamakta hiçbir şey bilmeyen ama her şeyin öğretilebileceği bir çocuğun aklına benzer.
- Gerçek mutluluk ancak nefsin pratik tarafını ıslahla tamamlanır. Ahlak bir düşüncenin öncelenmesi olmaksızın kimi fiillerin nefisten kolaylıkla meydana çıkmasını sağlayan bir özelliktir.
- İlim ve sanat takdir edilmedikleri yerden göç eder.
- İnsan avunur, aldanır. Günler ise durmadan geçer, ilerler.
- Bu dünyadan nefret etmiş ve ondan kurtulmaya can atmakta bulunmuş kimse burada tuzağa tutulmuş ve harekete mecali kalmamış bir kuşa benzer.
- Her insanın sevinmeye ve mahzun olmaya kudreti vardır. Fakat insanların bazıları feraha, bazıları da yalnız hüzne müsaittir.
- Mükâfat ne ilimle ne de ameliyle erişilmesi mümkün olmayan meyli edip çabalamaksızın ilk ilahi inayete sonsuza dek kalmaktan ibarettir. Bu ise ancak bilgi alanında mükemmelliğe eriştikten ve pratik alanındaki düşüklüklerden kaçındıktan sonra gerçekleşebilir. Çünkü ruh bu düşüklüklerden kaçınmazsa bir alışkanlık meydana gelir ve ruh bu alıştığı şeylere arzular, onların yokluğuna dayanamaz. Bu sebeple mükâfat ancak hayvani ruha fiillerinde ve algılarında zaruri olanlar hariç hayıt davranıldıktan sonra gerçekleşebilir.
- Ey Ademoğlu, annen seni ağlayarak doğurmuştur. Halbuki etrafında bulunanlar sevinçlerinden gülüyorlardı. Öldüğün gün senin için onların ağladıkları zaman sen gülücü ve mesrur olmaya çalış.
- Sana karşı bir hata eden kimse özür dileyecek olursa onun özrünü kabulde duraksama gösterme.
- Nefiste meydana gelen haller nefsin dış idraklerinden uzaklaştığı zaman kendi iç dünyasına yönelmesi ve bunda alışkanlık kazanması sonucu meydana gelir. Dış duyumlar azaldığı zaman da nefis mütehayyile kuvvetiyle çalıştırılır ve bu anlarda kutsi âleme yönelir. Gaipten bir şeyler külli bir tarz da ruhta şekillenir. Onun tesiri hayal gücüne ulaşır. Hayal gücü bu akli temsil ile münasebeti olan özel bir şekli ortak hisse şekillendirir.
- Gaibi şeyler ekseriyetle uyku halinde gelir. Tecrübe ve kıyasla bilinir. Aynı hal uyanıkken de vuku bulabilir. Ancak bu temiz ve tenvir edilmiş nefisler için mümkündür.
- Bilginin temeli olan idrak kavrama bir tür soyutlamadır. Herhangi bir nesnenin suretinin maddesinden ve nicelik, nitelik, yer, durum, zaman, mekan ve benzeri gibi maddesel ilişkilerinden belirli ölçülerde soyutlanmış olarak kavranmasıdır. Gerek hayvanlarda gerek insanlarda görme, duyma, dokunma, tatma, koklama duyularıyla meydana gelen soyutlama işlemiyle iç duyularda ortak duygu, hayal, hayal gücü ve kuruntu meydana gelen soyutlama işleminin ölçüleri birbirinden farklıdır. Bu soyutlama işlemi en yüksek derecesine teorik akılda ulaşır.
- İnsandaki sırf canlılara mahsus nefis ten duyma, temayyül, birleşme, saldırma ve muharebe gibi bazı işler ortaya çıkar ve yine yalnız başına onda kızgınlıklar oluşur. Ancak ondaki canlılara mahsus nefis konuşma kuvvetiyle yakın bir yerde bulunduğu başına onda kızgınlıklar oluşur. Ancak, onda ki canlılara mahsus nefis konuşma kuvvetiyle yakın bir yerde bulunduğu için parlaklık kazanmış olduğundan bu işleri daha yüksek ve daha latif bir tarzda yapar. Sonuçta en güzel mizaç ve en sağlam terkip üzere ihsasların tesirini alır ve tesirini aldığı eşya şöyle dursun, diğer canlıların dikkat etmedikleri şeylere dikkat eder. Onlardan tesir alır. İnsan aynı şekilde tahayyül etme gücüyle ince ve görülmemiş derecede güzel şeylere tasarruf eder. Öyle ki bu tanı zafiyetle akla benzer itidal hususunda kemal ehliyle anlaşmayı tahayyül eder.
- Gerçekten de helak olanlar ancak hayvani yetilerden olan vehm duyuların çalışmadığı durumlarda soyut formlar konusunda yanlış hüküm vermesinden dolayı helak olmuşlardır. Maddi aklın çizdiği yollar insan aklını şaşırtacağından ona uyanlar şüpheden asla kurtulamaz.
- Her işte ihtiyacı elden bırakan ve düşünüp taşınmadan bir işe başlayan kimselerin pişman oldukları tabiidir.
- Ben yüksek mertebelerin en yükseğine çıkmak isterim. Aşağı bir mertebeye asla razı olmam. Ya istediğim bu yüksek mertebeyi isterim veya ölüm beni yere verir.
- Kavrama iki yolla olur. Sezgi ve öğrenme.
- Feraset ilmi, sezgi faydaları peşin olan ilimlerden Herkesin saklamakta olduğu iç yüzünü bu ilim hemen meydana çıkarır. Bu ilme bakarak herkese karşı nasıl hareket edeceğini ve nasıl vaziyet alacağını tayin eder ve ona göre icap ederse o adama yaklaşır ve icap ederse ondan uzaklaşırsın.
- Ruhun yüzünü kendisinin mensup olduğu kutsi âleme çevirir. İşte burada ölüyorken ruhunun ebedi yaşaması bu suretle olur.
- İnsanın ruhu kandil, ilim onun aydınlığı ve ilahi hikmet de onda ki zeytinyağı gibidir. İnsan ruhunun ışık saçmasını istiyorsa onu bilgiyle beslemelidir.
- Galiba yok bana dar gelmeyecek bir belde. Değerim çok, alacak müşteri bilmem nerede.?
- Mantıktan istenen göz önüne alındığında düşünmesinde insanı şaşırtmaktan koruyacak kurallara ilişkin bir aracın bulunmasıdır. Düşünme ile burada insanın zihnindeki hazır bilgilerden hazır olmayan bilgilere kararlılıkla geçmek isteme durumunu kastediyorum. Bu bilgiler bir kavram veya bir yargı olabilir. Yargılar ise kesin doğru, büyük olasılıkla doğru, bizim ve başkalarının doğru saydığı yargılardır.
- Bildiklerimiz de bilmediklerimize karşılıktır. O halde bildiklerimiz gibi bilmediklerimiz de ya bir kısım tasavvurlar ya da bir kısım tasdiklerdir. Öyleyse bilmediklerine ulaşmak konusunda bizim araştırmalarımız ya tasavvurları ya da tasdikleri elde etmeye müteveccihtir. Çünkü önceden sahip olduğumuz açık ve seçik bir takım bilgiler dışında her tasavvur ve her tasdik ancak bir araştırma, bir çaba sonucu kazanılabilir. Şüphesiz bu gelişigüzel bir çaba değildir. Aksine bunların bilgisine mantığın ortaya koyduğu prensipler dahilinde bir takım zihni faaliyetlerle ulaşılır. Zira bilinen den bilinmeyene intikal hem belirli bir malzemeyi hem de belli bir formu gerekli kılar. Esasen mantığın gayesi de elde edilmek istenen bilgiye hatasızca ulaşmanın yollarını göstermektir.
- Mantık insana zihninde kazanılmış bilgilerden kazanılacak bilgilere geçme işlemlerini, bu bilgilerin özelliklerini, bu geçiş işlemlerini düzgün veya düzgün olmayarak meydana getiren sıralamanın yapılarını sınıflarını ve bunların sayısını öğreten bir
- Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.
- Tanrının yaratması örneği olmayan bir yaratmadır. Sevgi, düşünme ve bilme şeklinde açığa çıkan bu yaratma bütün varlıkların Tanrı’nın kendi zatına olan sevgisi, bilgisi ve düşünmesi ile meydana gelmiştir. O zorunlu varlık olduğu için varlıkların kendisinden meydana gelmesi de zorunludur.
- İnsanın yaratılış sebebi aşktır.
- Bunlara ihtiyarlık derler. Elbette saça, sakala kır düşecektir. İstersen saç ve sakalındaki akları kes, yol. İstersen boya, istersen ört.
- Her yaşın bir hali vardır. Çocukluğun da yakıştığı oyundur. Hepsinin hakkı verilmelidir.
- İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir beyaz ihtiyar alametidir ki bana yolsuz hareketler, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir. Bana bu akları boya diyenler oldu. Ben de bunlara şöyle söyledim: Ben bu ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı direk olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım?
- Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey anlaşılmamıştır.
- Avam takımı tarafından reddedilmeyip kabul edilmek için kendini eşek yapma. Çünkü avam takımının işi eşeklikten, edepsizliğinden başka olamaz.
- İbadet edenler içinde ariflerin ayrı bir yeri vardır. Buna sebep onların daima Rablerine müteveccih olmalarıdır. Öyleyse hikmete, sonra rahmete ve nimete bak. Seni hayretler içinde bırakacak bir yakınlık, bir tecelliyi göreceksin. Kalk, gerekeni yap ve dosdoğru ol.
- Hâm hazlarla uğraşan kimseler bir oyundan bir oyuna geçen, sıkıldığı an bir başka oyun isteyen çocuk gibidir. Basit hazlar peşindedirler. Ahiret zevklerini tatmin etmesi için Allah’a ibadet ederler. Arif kavrayışı yüksek olan kimse ise veliliğin işaretlerini anlamak için yüzünü Allah’a çevirmiştir.
- Sözümü söylüyorum ve yüce Allah’tan kendim ve sizin için mağfiret diliyorum. O çokça bağışlayan ve merhamet edendir.
- Mümkün varlık bir sebebe muhtaçtır. Nihayetinde sebebe muhtaç olmayan bir varlık olmalıdır. Bu da zorunlu varlıktır. Sebep sonuç ilişkisi içinde evrende bir devridaim imkânsız ve batıldır. Çünkü bir sonuca varılamaz.
- Bir başkası dolayısıyla var olan her varlık yalnız kaldığı zaman ortadan kalkar ya da yokluğa düşer. Çünkü onun varlığı bir başkasından gelmektedir. Varlığı bir başkasına bağlı olmayan varlığa Zorunlu Varlık denir.
- Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
- Zenginliği bulmuş fakat aklını, iradesini, idrakini kaybetmişlerdir. Acaba bulmuş oldukları şey ile kaybetmiş oldukları şey kıymetçe bir midir?
- Nefsine ve şehvetine düşkün, açgözlü, obur murdarların biridir. Karıdan ve karından başka bir şey bilmez. Onun gözünü yalnız toprak doyurur. Ondaki açlığı yalnız toprak giderir.
- Malın seni aldatmasın. Eğer malını muhafaza edip saklarsan o başkalarınındır. Ondan sarf ettiğin senindir.
- Hayatın genişliği uzunluğundan önemlidir.
- Solan gençlik açık surette ölümün geldiğini haber veriyor. Sevgili ile yaşadığımız yerler ise yeniden diriliyor.
- Dünya dediğin budur. Kenetlenmesi kırılmak ve yapılması yakılmak içindir.
- İnsanlar ve hayvanlar ses ile kendi üzüntülerini, acılarını, sevinçlerini yansıtabilirler. Ahenkli bir düzen içerisinde belirli bir şekilde ayarlanmış olan sesler insan ruhu üzerinde çok derin tesirler yapar.
- Kısa kelimelerden daha ufak ve daha asil kelimelerden dolayı bu şuna haset eder ve bunu şu kendisine rakip görür. Size yükselmek ve göklerin muhatabına çıkmak yaraşır. Daha ne vakte kadar bu merkeze sıkışıp kalacağız?
- İyiliklerin en faydalısı sadakadır. En iyi huy herkesin eza ve cefasına katlanmak, kimseye ses çıkarmamaktır. Yapılan işlerin en kötüsü dedikodu ve tartışma ve ateşli sözler ile mücadele eden ve herhangi bir hale karşı kızgınlık duymaktan çekmedikçe, çekemedikçe kir ve pastan temizlenemez.
- Sanat tabiattan daha zayıftır.
- Eğer ben insanların gönülleri üzerinde bir tesir ve muhabbet bırakmamış olsaydım benimle meşgul olmazlar ve aleyhimde bulunmazlardı.
- Bana yan yan bakıyorlar. Çünkü ben yüceliğin uğrunda çalışarak gecelerimi sabah ettim. Onlar ise sabahlara kadar uyudu. Sevmeyerek baktıklarından beni fena görüyorlar. Severek baksalardı bende fena görmekte oldukları şeylerin iyi olduklarını görürlerdi.
- Sevgisiz bakan kötü görür.
- Tıp insan vücudunun hangi araçlarla iyileştiğini ve hangi müteharrikin insan vücudunu sağlıktan uzaklaştırdığını araştırır.
- Kişinin aklı bol olursa zamandaki kıtlıktan ona bir ziyan olmaz. Kıtlığa rağmen o aklının bolluğu sayesinde hoş yaşayabilir.
- Felsefi ilkeleri bilmeyi arzulayanlar benden matematiği ispatlamak için zorunlu olan geometri ve aritmetik ile tanrısal bilimlere denk olan diğer bilimleri takdim etmek suretiyle önce mantıksal ilkeleri daha sonra da fiziksel ilkeleri vererek başlamamı istediler.
- Benim fazilet sahibi bir hekim olmamı çekemiyorlar. Kendilerinin cahilliği karşısında benim faziletlerimi görmek onlara ağır geliyor. Onlar kendi akıllarınca beni çekiştirmekte dediklenmekte olduklarını ve bana bir fenalık yaptıklarını zannediyorlar. Bence onların beni çekiştirmeleri dağ keçilerinin dağ toz atmalarına benzer. Bir kimse kendisinin ne olduğunu bildikten sonra kendisini bilmeyenlerin onun hakkında söylemekte oldukları sözlerin onun nazarında hiçbir ehemmiyet ve tesiri yoktur.
- Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır.
- Evet sevgili dostlar. Çağımızı aşan bir, çağlara aşan bir dehanın sözlerini dinledik. İbni Sina. Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz. Hoşça kalın sevgili dostlar. Bugün günlerden 2025 6 Ağustos Çarşamba.
IBN SINA-EBU ALI SINA, BATILILARIN AVICENNA DEDIKLERI ,ISLAMIN ALTIN CAGI DONEMININ EN ONEMLI DOKTORLARINDAN,ASTRONOMLARINDAN,DUSUNURLERINDEN,YAZARLARINDAN, BILGINLERINDEN BIRI OLARAK KABUL EDILEN FARS POLIMAT VE
POLIMERIK ERKEN TIBBIN BABASI OLARAK BILINEN TABIPTIR.
EL-KANUN FI’T-TIB [TIBBIN KANUNU] ADLI KITABI ILE 700 YY.BOYUNCA TEMEL KAYNAK ESER OLMUSTUR.
17 YY.ORTALARINA KADAR AVRUPA UNIVERSITELERI’NDE TEMEL ESER OLARAK OKUTULMUSTUR. AYRICA
KITABU’S SIFA KITABI ILE BIRLIKTE BU IKI ESERI 1650 YILINA KADAR FRANSA’DA GUNEY MONPOLYE VE BELCIKA LEUVVEN
KATOLIK UNIVERSITELERI’NDE OKUTULMUSTUR.KITABU’S SIFA KITABI (SUFFICIENTA) ADI ALTINDA LATINCE YAYINLANMISTIR.
IBN SINA’NIN { EMANASYON} VARLIKLARIN ILK NEDENINDEN YAYILIP, COGALMASI
DUSUNCESI, 12NCI YY ISLAM DUNYASI’NDA ILAHIYAT VE FELSEFI TEOLOJI OKULLARINDA, TANRI EVREN ILISKISI OLARAK OGRETILMISTIR.
AMERIKALI YAZAR,NOAH GORDON GAZETE BILIMI VE INGILIZCE OGRENIMLERINI YAPTIKTAN SONRA GAZETECI OLARAK CALISMISTIR VE 1986’DA 《 DER MEDICUS 》 ROMANINI YAZDI VE IBN SINA’YI ANLATTI.ROMANDA DER MEDICUS’DA
IBN SINA’NIN GERCEKTEN YASADIGI KARAKTERLERIN HIKAYESIDIR.
11NCI YY ATMOSFERI VE GERCEKLERININ BUYUK KISMI SONSUZA DEK KAYBOLMUS OLMASINA RAGMEN, BAGDAT’DAKI ORTACAG AZUDI HASTANESI’NIN
TASVIRLERINE DAYANILARAK IBN SINA’NIN YASADIGI OLAYLAR ANLATILMISTIR.NOAH GORDON,
3,9 MILYONDAN FAZLA SATILMIS BU RENKLI VE HEYECAN VERICI COK SATAN ALMANCA BASKISIYLA OKUYUCULARINI ORTA CAGIN GOZ KAMASTIRICI DUNYASINA GOTURUYOR.BU KOTU ADAMLARIN,
HOKKABAZLARIN, GEZEN TUCCARLARIN, VEBA KITLIGININ,TANRI’YA KOR BIR INANCDA OLANLARIN,YAKILARAK IDAM EDILENLERIN DUNYASINI BETIMLIYOR.RECKLINGHAUSER ZEITUNG GAZETESI 《MEDICUS ILK SATIRLARDAN SONRA SIZDE BAGIMLILIK YARATIR》 DIYE IBN SINA’NIN ROMANINI OVUYOR.
{ ALETLERIN EN FAYDALISI KALEMDIR
BIR SISE MUREKKEP,BIR KULCE ALTINDAN HAYIRLIDIR }
DIYEN IBN SINA 1037’DE OLMESINE RAGMEN O’NU HALEN, SANKI YASIYORMUSCASINA DIRI OLARAK HAYAL ETTIREN,
KALEM VE MUREKKEBIN CAN VERDIGI
ESERLERI,IBN SINA’YI OLUMSUZ KILMAYA DEVAM ETTIRIYOR.