Namık Kemal Funda (1943-2000)
2000 yılında vefat eden Rahmetli dayım devlet ve siyaset adamı Namık Kemal Funda (annesi Makedonya Üsküp, babası Kosova Yakovalı) Süleyman Demirel’in Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi saflarında siyaset yapmış bir insandı.
https://leventagaoglu.blogspot.com/2017/05/tarihten-bir-yaprak-minik-kus-namk.html?m=1
Dayım Namık Kemal Funda ile 12 Temmuz 1988 de Demirel ile Kahvaltılı toplantıya gitmiştim uzun bir soru sormuştum Demirel de uzunca cevaplamıştı.
“Sayın Genel Başkan, efendim öncelikle sizle bizleri biraraya getiren İstanbul İl Yönetimine özellikle teşekkür etmek isterim. Dış borçlar konusuyla bağlantılı olarak, ben ihracat ve özellikle ihracat teşvikleri konusunda bir iki soru yöneltmek istiyorum. Şimdi, efendim, ihracatın teşvikler yolu ile artırılışı 1963 yılında planı dönemle başlıyor. Ardından siz 1965 yılında genel seçimler vasıtasıyla iktidarı ele alıyorsunuz. 1965 ten 1980 yılına kadar ihracatın teşvikler yolu ile artırılışı konusundaki Kararnamelerin altında, Ağustos 1970 kararları dahil, 24 Ocak 1980 Kararları dahil, hep sizin imzanız var. Ardından, 1980 sonrası döneminde Kararlar size ait olsa da, uygulama size nasip olmuyor.
Şimdi, efendim, bu 1980’e kadar olan dönemi, ihracat ve ihracatın teşvikler yoluyla artırılışı açısından ve 1980 sonrası dönemi ne şekilde değerlendiriyorsunuz? Bir de, bu konuda özellikle siz kaynakların önceliğine önem vermektesiniz. İhracata verilen kaynakların önceliği konusunda ne gibi bir öncelik sıralamanız var? Bir de, siz sanayileşmeye çok önem vermektesiniz. Sanayileşmeye önem verilince, ihracatın nihai aşamada, ihracat aşamasında değil de, üretim aşamasında, imalatçının üretim aşamasında teşviki önem kazanıyor.
Mesela, siz elektrikten söz ettiniz. Elektriğin ihracatçılara düşük tarifeli verilmesi açısından bu konulara nasıl yaklaşmaktasınız? Çünkü, bugünlerde basınımızda ihracata verilen teşviklerin kötüye kullanımı ne şekilde gerçekleştirildiği konusu çok yoğun olarak yer almakta. Buna alternatif olarak, sizin üretim aşamasında teşvik, ihracat-üretim bağlantısı konusunda geliştirilmiş bir modeliniz var mı? Alternatif bir çözümünüz var mı? Kaynak önceliği konusunda ne düşünmektesiniz?
Bir de genel olarak ihracatın üretimle bağlantılı olarak artırılışı konusunda ne şekilde bir öneriniz var? Bunu özellikle şu açıdan sordum. Türkiye’de ihracatın başlangıçta değindiğim gibi 1963 den sonraki planlı dönemde teşvikli olarak arttırılışı konusunda, sizin bütün kararnamelerin altında 1980e kadar imzanız var. 1980 deki 24 Ocak Kararlarının altında da sizin imzanız var. Bu konudaki tecrübelerinize dayanarak bundan sonrasına ilişkin olarak ne şekilde bir model düşünmektesiniz? Efendim çok teşekkür eder, Saygılar sunarım.”
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, dün İstanbul’da yaşları 25 ila 50 arasındaki genç işadamlarına verdiği yemekte “Bir toplumda insanlar zenginleşirse ve kaybedecek neyim var zincirimden başka demezse, herkesin rejime sahip çıktığı bir durum var demektir” dedi. Toplantıya katılan işadamlarının gözlemlerine göre “başarılı bir performans gösteren ve esprilerle dolu bir şov yapan” Demirel, özellikle sanayiyi ihracatın önüne koyan konuşmasıyla genç sanayicilerden puan topladı. Sanayinin tıkandığını ve yok olmakta olduğunu vurgulayan Demirel, “İhracat da önemli. Ama Türkiye patates, domates ihracatıyla bir yere varamaz. İhracat yapmak istiyorsam, öncelikle sanayimizin önündeki tıkanıklıkları ortadan kaldırmalı” dedi. [1]
[1] Cumhuriyet gazetesi, 13 Temmuz 1988. Sayfa 7
1987 de Demirel’in Vatan Caddesinde Lunapark’ta kapalı alandaki mitingine beraber gitmiştik.
Aydınlar Ocağı Beyazıt’ta Demirel söyleşisine beraber gitmiştik.