HomeREADERSLEADERSHIPTürk Bilgesi Cihat Yaycı ve Mavi Vatan

Türk Bilgesi Cihat Yaycı ve Mavi Vatan

Nasıl ki denizleri tarihsel olarak ak, kara, kızıl renkler ile adlandırdık isek, kara parçalarımız ve çevreleyen mavi vatan olarak denizlerimiz de  hep birlikte anavatanımızdır.

 

Stratejik Kavramlar

Siyasi coğrafya simgeleri olan haritaların Sykes-Picot gibi batılı stratejistler tarafından çizildiği, Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar ve benzeri stratejik kavramların yine batılı düşünürler tarafından tespit edildiği, dünyanın böylece batılı kavramlarla açıklandığı bir hegemonya döneminde yaşamaktayız.

Batılılar sadece haritaları çizmekle kalmamışlar, ülkelerin isimlerini de bizzat tespit etmişler, bayraklarını ve sınırlarını da çizmişlerdir. Hegemonya işte böyle bir şeydir.
Adlandırmalar konusunda Cumhuriyet dönemindeki ilk olumlu örnek Atatürk tarafından İskenderun’a verilen Hatay ismidir. Bu isimlendirme ile işgalden kurtarılan vatan toprağı sonsuza değin teminat altına alınmıştır.
Türk bilgesi Cihat Yaycı‘nın Mavi Vatan kavramını geliştirmesi ve haritalandırması, bahsettiğimiz hegemonyanın sonlandırılması açısından ikinci bir girişim ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bu kavramın dünyanın sayılı üniversitelerinden olan İstanbul Üniversitesi tarafından Blue Homeland olarak kitaplaştırılması da dünyaya bir mesajdır.

Yeradları

Yeradları konusunda Türkler dünyaya damgalarını basmışlardı, exonym olarak adlandırılan  yabancı coğrafyalara verilen yeradları konusunda Türkçe dünyada bir numaralı bir dildir.  Exonym: Yerel halk tarafından adlandırılan yer ve kişi isimle­rinin yabancılar tarafından farklı isimlendirilmesidir. Dünyadaki 7500’e yakın yeri Türkçe adlandıran gezgin ve zengin bir dilimiz ile Türkiye dışındaki topraklarda 100 ülkedeki yeradlarını Türkçe olarak adlandırmışız. Almanca sadece 30 ülkedeki yerleri adlandırmış. Dünya dili İngilizce 79 ülke, Fransızca ise 76 ülkedeki yeradlarını kendi dilinde adlandırmıştır. Kaynak: Exonyms, Turkish Exonyms. Wikipedia.
Türklere düşen, Türkiye dışındaki ülkelerin coğrafyalarına verdiğimiz yer adlarının yakından incelenmesi ve buralardan bilimsel tezler geliştirilmesidir.

Çelebiler Çağı

15. ve 16. yüzyıllarda altın çağlarını yaşayan Türkler, Piri Reis, Evliya Çelebi ve Katip Çelebi ile haritalandırdıkları, seyahatname ve bibliyografyalarla bezedikleri, zihin dünyalarını kavramsallaştırdıkları, referans yer adlarını coğrafyalara verdikleri bu dönemde, nasıl ki İngilizler kendilerine göre bir Orta Doğu tanımı, yeri tespit etmişler ise, Türkler yazıtlar çağından başlamak üzere,  altın çağda da, Çelebiler çağında da, batı, doğu, kuzey, güney yönlerini, kendi bakış açılarından adlandırılmışlar ve tespit etmişlerdi.

Stratejik Atak

Aynı yönlendirmeleri yeniden yapmalıyız. Cihat Yaycı bey’in bu konuda ilk çalışması bu açıdan son derece önemlidir ve stratejik bir ataktır da. Burada asıl enteresan olan, bu haritalandırma başka bir ülkeyle (Libya) anlaşma temeline dayandırıldığı için Birleşmiş Milletler tarafından da kabul görmüştür, geçerlidir.
Yaycı beyin girişiminin bizlere gösterdiği bir yol ise girişimlerde teknik bilginin ne denli önemli olduğudur. Cihat Yaycı bey sadece bir müstafi amiral değil, aynı zamanda bir elektronik mühendisidir. Kendi bireysel çabaları ile 20 yılı bulan uzun bir zaman diliminde Mavi Vatan haritasını büyük bir emek ile şekillendirmiş, içini doldurmuştur.

Bilge Güç

İlk başbakan Bilge Tonyukuk‘un kaleme aldığı, ilk yazılı belgemiz olan Tonyukuk Yazıtından bu yana güç; bilgeliktedir. Kaleme efendi olan kılıca da efendidir. Güç, bilgi ve bilgeliktedir ve birleştiricidir, birliktir. Oysa stratejiyi kavramsallaştıran Aristoteles‘ten itibaren batı düşüncesi gücü stratejinin örtülü anlamı olan bölüp parçalayarak yönetmekte, hegemonyada görmüştür.  George Friedman’ın kurduğu yapının adıdır Stratfor yani Stratejik Güç.  Gücü bilgelik olarak gören Türkler ile strateji olarak gören batı düşüncesinin uzlaşması ve anlaşması imkansızdır. Bölüp parçalayan ile birleştiren, birlik peşinde koşanlar farklı dünya görüşü, bakış açılarıdır.

Türk bilgesi Cihat Yaycı ise Mavi Vatan doktrini ile aynı denizleri paylaşan kıyıdaş ülkelerin karşılıklı paydaşlığını esas alarak bu konuda çığır açmış, yepyeni bir dönem başlatmıştır. Cihat Yaycı’nın yazılı anlaşmalara verdiği önem ve öncelik de aslında Tonyukuk Yazıtı ile başlatılan yazı geleneğinin de bir devamıdır. Eğer yazıtlar alın yazılarımız ise, bir nevi bir kader hükmünde ise, bilge güç için aslolan sözde bilgiçlik değil, yazı ile güç kazanan bilgeliği esas almaktır. Yazı bilgeliktir.

Sular Çağı

Batı, hegemonyasını denizler üzerinden hakim kılmıştır. 21.yüzyıl ise giderek hızlanan bir biçimde sular çağının başlangıcını işaret etmektedir. Artan nüfus nedeniyle su kaynakları, enerji konusunun önüne geçme durumundadır. Nehirler, göller vb. su kaynakları açısından da Mavi Vatan benzeri kavramların (örneğin Su Kardeşliği) geliştirilmesi ve dünyaya sunulması önemli bir stratejik görev olarak önümüzde durmaktadır.

Proaktif Yaklaşım

Haritalar konusunda hep savunmada bir tavır göstermekteyiz, proaktif bir yaklaşım ilk kez Mavi Vatan haritası ile ortaya konulmuştur. Böylece Sevr haritası, Sevilla haritası, Büyük Orta Doğu Projesi haritaları, bölünen devletler haritaları ve benzeri senaryoların zihnimizde oluşturduğu savunmada kalma ve geri çekilme refleksinin bu şekilde aşılması için bir kapı aralanmıştır.
Ayrıca bu yaklaşımın ortaya koyduğu önemli bir husus ise kıyıdaş ülkeler ile anlaşma yolu ile tarafların kazançlı çıkacağı formüllerin geliştirilebileceği ve kalıcı bir anlaşma zemininde haritalandırma yapılabileceğidir.
Adalar denizinde Yunanistan tarafından sürekli rahatsız edilen Türkiye, bunun cevabını doğu Akdenizde vermiştir.

Okyanuslar

Mavi Vatan doktrininin Pasifik Okyanusu’ndaki Japonya, Kore, Tayvan, Tayland, Singapur, Endonezya, Malezya ve Türk Devletler Teşkilatı ülkelerinin güney komşuları olan Hind Okyanusuna kıyıdaş Pakistan, Hindistan ve Bengaldeş gibi dostlarımız ile paylaşılması neticesinde, onların da okyanuslardaki haklarının savunulması için birlikte tavır alınması mümkün olabilecektir.
Doğu Türkistan‘da soydaşlarımıza soykırım uygulayan Çin Halk Cumhuriyeti‘ne karşı Pasifik Okyanusu ve Hind Okyanusu kıyılarındaki dostlarımızla bu şekilde birlikte cevap verilmiş olacaktır.

Sonuç: Birlik

Ülkemizin Turkey olarak bilinen uluslararası adının da Türkiye olarak değiştirilmiş olması  üç kıtada stratejik ağırlığı bulunan ülke imajımızı pekiştirmiştir. Türkiye sadece bir ülkenin adı olarak değil ama bir birlik kavramı olarak gelişmeye başlamıştır. Türk Devletler Teşkilatı da bu konuda atılmış ilk adımdır ve daha da genişleyecektir.

 


Subscribe For Latest Updates
And get notified every monday at 8:00 am in your mailbox
Previous article
Next article
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular